Ben direksiyonumu sağa çevirdim.
- I turned my steering wheel to the right.
Bir arabanın bir direksiyon simidi vardır.
- A car has one steering wheel.
Tom tekerlekli sandalye olmadan gezinemiyor.
- Tom can't get around without a wheelchair.
Tek tekerlekli bir bisikletin sadece bir tekeri vardır.
- A unicycle has only one wheel.
Leyla, Sami'nin arabasının direksiyon simidinden damlayan kanı fark etti.
- Layla noticed blood dripping from the steering wheel of Sami's car.
Bir arabanın bir direksiyon simidi vardır.
- A car has one steering wheel.
Onun arabasının tekerlekleri yok.
- His car has no wheels.
Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.
- Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.
Jack arabanın tekerleğinin nasıl değiştirileceğini bana anlattı.
- Jack explained to me how to change the wheel of the car.
O bir el arabası üzerine tökezledi.
- She stumbled over a wheelbarrow.
British and Japanese cars have steering wheels on the right side.
- Englische und japanische Autos haben das Lenkrad auf der rechten Seite.
He drummed his fingers on the steering wheel.
- Er trommelte mit den Fingern auf dem Lenkrad.