leb

listen to the pronunciation of leb
Türkisch - Englisch
obs. lip
obs. edge; rim; shore
leb demeden
nimble-
leb demeden leblebiyi anlamak
take the hint
leb demeden leblebiyi anlamak
take a hint
leb demeden leblebiyi anlamak
to anticipate correctly what someone is going to say; to be able to read someone's thoughts
leb demeden leblebiyi anlayan
nimble witted
leb demeden leblebiyi anlayan
quick on the draw
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Sahil. Kıyı
(Osmanlı Dönemi) Kenar
(Osmanlı Dönemi) f. Dudak. Şefe
Dudak
Daha söze başlanırken ne denmek istenildiğini çabucak anlamak" anlamında leb demeden lebleyi anlamak deyiminde geçer: "Doğrusu leb demeden leblebiyi anlarmışsınız, demek ister."- O. Kemal
Sac üstünde pişirilen ekmek
MA'LEB
(Osmanlı Dönemi) (C.: Meâlib) Oyun yeri
SA'LEB
(Osmanlı Dönemi) (E) (C.: Seâlib) Tilki
SA'LEB
(Osmanlı Dönemi) Süngü demirinin ağaç geçirecek yeri
TE'LEB
(Osmanlı Dönemi) Bir ağaç adı
Zİ'LEB
(Osmanlı Dönemi) (E) Deve kuşu
Zİ'LEB
(Osmanlı Dönemi) Hızlı yürüyen dişi deve