O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir.
 - The backwardness of that country is well known.
O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
 - She is backward in expressing her opinion.
Tom geriye doğru yürüyor.
 - Tom is walking backwards.
Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
 - Why is it easier to park the car backwards than forwards?
Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
 - Maybe we're doing this all backwards.