Your car has a broken taillight.
- Arabanın bozuk bir kuyruk lambası var.
The International Sun-Earth Explorer 3 (ISEE-3) spacecraft made the first ever direct cometary measurements on September 11, 1985 as it flew through the tail of Comet Giacobini-Zinner.
- Uluslararası Sun-Earth Explorer 3 uzay gemisi kuyruklu yıldız Giacobini-Zinner'in kuyruğu boyunca uçarken 11 Eylül 1985'te ilk doğrudan kuyruklu yıldız ölçümleri yaptı.
British people are used to standing in queues.
- İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın.
A long queue had formed in front of the shop.
- Mağazanın önünde uzun bir kuyruk oluşmuştu.
The grand piano has no pedal at all.
- Kuyruklu piyanonun hiçbir pedalı yoktur.
She played that tune on her grand piano.
- O ezgiyi kuyruklu piyanosunda çaldı.
She played that tune on her grand piano.
- O ezgiyi kuyruklu piyanosunda çaldı.
The grand piano has no pedal at all.
- Kuyruklu piyanonun hiçbir pedalı yoktur.
I stood in that line for thirty minutes.
- O kuyrukta otuz dakika durdum.
Tom is the last person in line.
- Tom kuyruktaki son kişi.