O adı çıkmış bir yalancı.
 - He's a notorious liar.
Ken'in adı çıkmış köpeğinin nerede olduğu Tom'un görüş alanının çok ötesinde bir sorun.
 - The whereabouts of Ken's notorious dog is an issue well beyond Ken's ken.
Karasakal kötü şöhretli bir İngiliz korsandı.
 - Blackbeard was a notorious English pirate.
Tom iyi tanınmış ve kötü şöhretlidir.
 - Tom is well-known and notorious.
2011 yılının kötü tanınmış deyimi Kebap cinayetleridir.
 - The notorious expression of the year 2011 is Kebab murders.