Children like to explore. This can be dangerous.
- Çocuklar keşfetmekten hoşlanırlar. Bu tehlikeli olabilir.
The scientists used a bathysphere to explore the depths of the ocean.
- Bilim adamları okyanusun derinliklerini keşfetmek için bir batisfer kullandılar.
Learning another language means discovering a new world.
- Başka bir dil öğrenmek, yeni bir dünya keşfetmek demektir.
The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
- Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
- Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
He risked his whole fortune to discover new oil fields.
- Yeni petrol sahalarını keşfetmek için tüm servetini riske attı.
Learning another language means discovering a new world.
- Başka bir dil öğrenmek, yeni bir dünya keşfetmek demektir.
He hopes to explore the uninhabited island.
- Issız adayı keşfetmeyi umuyor.
Mary has gone off to explore the mountain.
- Mary dağı keşfetmeye gitti.
He discovered a new star.
- Yeni bir yıldız keşfetti.
Today I discovered that there's a movie called The Russians are coming! The Russians are coming!
- Bugün Ruslar geliyor! Ruslar geliyor! adında bir filmin olduğunu keşfettim.
The Europeans began exploring the Americas in the late 15th century.
- Avrupalılar, Amerikaları 15. yüzyıl sonunda keşfetmeye başladılar.
I am looking forward to exploring this country and having many adventures.
- Bu ülkeyi keşfetmeyi ve bir sürü macera yaşamayı sabırsızlıkla bekliyorum.
I would really like to explore this cave.
- Ben gerçekten bu mağarayı keşfetmek istiyorum.
He wants to explore the uninhabited island.
- O, ıssız ada keşfetmek istiyor.
If it were not for books, each generation would have to rediscover for itself the truths of the past.
- Kitaplar olmasaydı, her nesil kendisi için geçmişin gerçeklerini yeniden keşfetmek zorunda kalacaktı.
I'm dying to rediscover fine British cuisine.
- Güzel İngiliz mutfağını yeniden keşfetmek için can atıyorum.