kasıtlı olarak

listen to the pronunciation of kasıtlı olarak
Türkisch - Englisch
deliberately

He deliberately kept on provoking a confrontation. - O, kasıtlı olarak bir çatışmayı provoke etmeye devam etti.

He deliberately ignored me when I passed him in the street. - Ben sokakta onu geçtiğimde o kasıtlı olarak beni görmezden geldi.

intentionally

He broke the window intentionally. - O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.

You're intentionally throwing the game. - Sen kasıtlı olarak yeniliyorsun.

wilfully
of malice prepense
on purpose
with malice prepense
purposely

Did you do that purposely? - Onu kasıtlı olarak mı yaptın?

Tom purposely wore his shirt inside out just to irritate Mary. - Tom sadece Mary'yi kızdırmak için gömleğini kasıtlı olarak ters giydi.

kasıtlı olarak
Favoriten