Grammar is very complicated.
 - Dil bilgisi çok karmaşık.
The social problems of the day tend to be more and more complicated.
 - Günün sosyal sorunları gittikçe daha karmaşık olma eğilimindedir.
The social problems of the day tend to be more and more complicated.
 - Günün sosyal sorunları gittikçe daha karmaşık olma eğilimindedir.
Modern finance is becoming increasingly complicated and sophisticated.
 - Modern finans giderek karmaşık ve sofistike hale geliyor.
I think it's a little more sophisticated than that.
 - Sanırım bu ondan biraz daha karmaşık.
These are very sophisticated devices.
 - Bunlar çok karmaşık cihazlardır.
Is the Loch Ness monster real or is it just an elaborate hoax?
 - Loch Ness canavarı gerçek mi yoksa sadece karmaşık bir aldatmaca mı?
That is a very complex machine.
 - O, çok karmaşık bir makinedir.
Their communication may be much more complex than we thought.
 - Onların iletişimi düşündüğümüzden çok daha karmaşık olabilir.
I think it's a little more sophisticated than that.
 - Sanırım bu ondan biraz daha karmaşık.
Modern finance is becoming increasingly complicated and sophisticated.
 - Modern finans giderek karmaşık ve sofistike hale geliyor.
I can see some intricate patterns in the picture.
 - Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.
The artist painted the most intricate of murals on the old stone wall.
 - Ressam eski taş duvarda en karmaşık duvar resimlerini yaptı.
That was the complicating factor.
 - O karmaşık bir faktördü.