küfür

listen to the pronunciation of küfür
Türkisch - Englisch
swearing

Russian speech without swearing turns into a report. - Küfürsüz bir Rus konuşması bir rapor haline dönüşür.

Can you please cut down on the swearing? You're setting a bad example for the kids. - Lütfen küfür etmeyi keser misin? Çocuklar için kötü bir örnek oluşturuyorsun.

swearword
sacrilege
curse

The coffee has got to be as hot as a girl's kiss on the first date, as sweet as those nights in her arms, and as dark as the curse of her mother when she finds out. - Kahve bir kızın ilk buluşmasındaki öpücük kadar sıcak, o gece kızın kucağı kadar yumuşak ve annesinin kızı bulduğu zaman ettiği küfürler kadar siyah olmalıdır.

He knows how to curse in Chinese. - Çince nasıl küfür edileceğini bilir.

(Kanun) swear

He often swears when he is angry. - Kızgın olduğunda sık sık küfür eder.

Do you want me to teach you some swear words? - Sana bazı küfürlü sözler öğretmemi ister misin?

profane
scurrilously
billingsgate
profanity

Tom never uses profanity. - Tom asla küfür kullanmaz.

swearing, using profanity, cussing
abuse
oath
contumely
invectives
swearword, oath, cuss
expletive
strong language
swearword, abuse, oath, curse, strong language; blasphemy, impiety, sacrilege
scurrility
cuss
a bad word
invective
blasphemy

The angry mob wanted Jesus killed for blasphemy. - Öfkeli kalabalık küfür için İsa'nın öldürülmesini istedi.

Praise is more valuable than blasphemy. - Hamd küfürden daha değerlidir.

cuss word
(-frü) ungodliness, impiety, blasphemy; atheism; polytheism
revilement
purple language
cussword
küfür etmek
(Ticaret) swear

She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language. - Beş yabancı dil biliyor ama küfür etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.

Swearing relieves the pain. - Küfür etmek ağrıyı hafifletir.

küfür etmek
abuse
küfür etmek
use bad language
küfür etmek
abuse at smb. hurl
küfür etmek
to abuse, to curse
küfür etmek/ü basmak/ü savurmak
to swear, cuss
küfür küfür
(for a wind to blow) softly and coolly
küfür savurmak
hurl curses
küfür savurmak
hurl abuse at smb
küfür savurmak
to revile
küfür yağdırmak
pour forth
küfür yağdırmak
pour out
sunturlu küfür
violent oath
küfür etmek
curse
ağız dolusu küfür
unrestrained swearing
kandilli küfür
violent swearing; resounding oath
kantarlı küfür
slang violent swearing; violent oath
okkalı küfür oath which turns
the air blue
Türkisch - Türkisch
Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü: "Neydi o kaba saba konuşmalar, o çirkin küfürler!"- A. İlhan
(Osmanlı Dönemi) Allah'ı inkâr etme, inançsızlık dinsizlik
(Hukuk) Sövme, sövgü
Tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme ve bu yolda söylenen söz
Olumlu işleri kötü gösterme, varlıkları inkâr etme
Olumlu işleri kötü gösterme, varlıkları inkâr etme: "Her şeyi inkâr eden küfür devresi gelmemiş olsaydı, şüphesiz bu güzel şeyler sönüp gitmeyecekti."- M. Ş. Esendal
Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü
Tanrı 'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme ve bu yolda söylenen söz
bayramlık ağız
küfür etmek
Sövmek
küfür küfür
Tatlı, serin ve hafif bir biçimde eserek
kandilli küfür
İşitilmedik, çok ağır sövgü
kantarlı küfür
Ağır sövgü
sunturlu küfür
Çok kötü, berbat, ağza alınmaz küfür
küfür
Favoriten