Französisch - Türkisch
Definition von jouer im Französisch Türkisch wörterbuch
- oynamak; (çalgı) çalmak; (bitişik şeyler) ayrılmak; fışkırmak; aldatmak; tehlikeye koymak; role çıkmak; andırmak, gibi yapmak
- (d'un instrument) çalmak
- oyun oyna
- çal
- oynar
- oynat
- oyna
Çok gürültü yapmadığımız sürece oynamaya devam edebiliriz.
-Nous pouvons continuer à jouer pour autant que nous ne fassions pas trop de bruit.
Lütfen, bir sandalye alın ve bizimle oynayın.
-S'il vous plaît, prenez une chaise et venez jouer avec nous.
- oynuyor
- piyes
- oynayan
- oyun oynamak
- tehlikeye koymak
- role çıkmak
- oynamak
Ben de oynamak istiyorum.
-Je veux également jouer.
Bilgisayarla çok oynamak, çocuğu aptallaştıracak!
-Jouer avec l'ordinateur va abêtir cet enfant !
Französisch - Englisch
Definition von jouer im Französisch Englisch wörterbuch
- {v} do
- {v} finger
- {v} frazzle
- play, game; act, perform; feature, represent; play about, play over, play out; sport
- play game
- play
I will play Sudoku then instead of continuing to bother you.
-Je vais donc jouer au Sudoku au lieu de continuer de te déranger.
I am playing the piano now.
-Je suis en train de jouer du piano.
- play around
- play out
Go play outside. It's a beautiful day.
-Va jouer dehors. C'est une belle journée.
It's too dark to play outside.
-Il fait trop sombre pour jouer dehors.
jouer
Resimler
Historie
Favoriten