in wirklichkeit

listen to the pronunciation of in wirklichkeit
Deutsch - Türkisch
etkisinde
yürürlükte bulunan
yürürlükte olan
Englisch - Türkisch

Definition von in wirklichkeit im Englisch Türkisch wörterbuch

actually
fiilen
actually
aslında

Dünyanın çevresinin iyiliği için söylüyorum, ama aslında o Dünya üzerinde yaşayan insanların iyiliği için. - I'm saying For the sake of Earth's environment, but actually it's For the sake of the people living on Earth.

Ve aslında bu projenin herkese ihtiyacı var. - And actually, this project needs everyone.

actually
sahi

Aslında bu evin sahibi kim? - Who actually owns this house?

Sahiden hiç Tayland yemeği denedin mi? - Have you actually ever tried Thai food?

actually
doğrusu
actually
sahiden

Sahiden hiç Tayland yemeği denedin mi? - Have you actually ever tried Thai food?

actually
hani
actually
aslına bakılırsa

Ben aslına bakılırsa asla burada daha önce olmadım. - I've never actually been here before.

Birçok insan tembeldir. Aslına bakılırsa ben de tembelim. - A lot of people are lazy. Actually, I'm lazy too.

actually
asıl
actually
bizatihi
actually
aslına bakarsak

Aslına bakarsak ben bile Tom'la tanışmadım. - I actually haven't even met Tom.

actually
gerçekten

Tom gerçekten asla Boston'da bulunmadı. - Tom has actually never been to Boston.

Para gerçekten ödenildi mi? - Was the money actually paid?

actually
hakikaten
in actual fact
işin doğrusu
in actual fact
gerçekten
actually
gerçekte

Tom gerçekten asla Boston'da bulunmadı. - Tom has actually never been to Boston.

Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor. - Tom says he has actually seen a ghost.

Deutsch - Englisch
in reality
in effect
in actual fact
really
in actuality
in truth
in fact
actually

Susan is actually your half sister. - Susan ist in Wirklichkeit deine Halbschwester.

She looks young, but actually she's older than you are. - Sie sieht jung aus, aber in Wirklichkeit ist sie älter als du.