in equal degree or extent.

listen to the pronunciation of in equal degree or extent.
Englisch - Türkisch

Definition von in equal degree or extent. im Englisch Türkisch wörterbuch

equally
eşit olarak

Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü. - The property was divided equally among the heirs.

Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın. - You have to share the cake equally.

equally
eşit ölçüde

Beyaz erik brendisi bir kompostoda eşit ölçüde lezzetlidir. - Mirabelles are equally delicious in a compote.

Her dil konuşanları için eşit ölçüde değerli ve kıymetlidir. - Every language is equally precious and valuable to its speakers.

equally
aynı derecede

Üniversite öğrencilerinin sıkı çalışmaları gerekir, ama aynı derecede onların aktif bir sosyal yaşam için de zaman ayırmaları gerekir. - College students should study hard, but equally they should also make time for an active social life.

Tom aynı derecede suçludur. - Tom is equally guilty.

equally
eşit bir biçimde
equally
aynı derecede/eşit olarak
equally
müsavi olarak
Englisch - Englisch
equally

The gas stations are equally far from the highway.