The treaty was signed on November 18, 1903.
- 18 Kasım 1903 tarihinde anlaşma imzalandı
The treaty with Texas was signed April twelfth, 1844.
- Texas'la anlaşma 12 Nisan 1844'te imzalandı.
It wasn't until they tried to subtract 3 from 1 that the elementary school students realized they needed signed numbers.
The signed check could be cashed.
All you have to do is sign this paper.
- Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
Please sign your name here.
- Lütfen burayı imzalayın.
France had signed a secret treaty with Spain.
- Fransa İspanya ile gizli bir antlaşma imzaladı.
We were tied to our decision because we signed the contract.
- Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
Hey, I didn't sign on for this.
- Hey, bunun için imzalamadım.
Please sign on the dotted line.
- Lütfen noktalı çizginin üzerini imzala.
You'd better examine the contract carefully before signing.
- Sözleşmeyi imzalamadan önce dikkatlice incelesen iyi olur.
I'm not signing anything.
- Ben bir şey imzalamıyorum.
He could not sign official papers.
- Resmî evrakları imzalayamadı.
After the concert, Tom signed autographs.
- Tom konserden sonra kendi el yazılarını imzaladı.
Would you please autograph this book?
- Lütfen bu kitabı imzalar mısınız?