Sizinle tamamen aynı fikirdeyim.
- Ich bin völlig Ihrer Meinung.
Onların erkek çocuğunun adı John.
- Their son's name is John.
Onların ana dili Fransızca.
- French is their mother tongue.
Okulumuz onlarınkinden daha büyüktür.
- Our school is larger than theirs.
O bavul onlarınki değil.
- That suitcase isn't theirs.
Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
- We compared his work with hers.
Tom Mary'ye onun parkta tek başına yürüyüşe gitmesinin iyi bir fikir olduğunu düşünmediğini söyledi.
- Tom told Mary that he didn't think it was a good idea for her to go jogging in the park by herself.
Okulumuz onlarınkinden daha büyüktür.
- Our school is larger than theirs.
Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.
- These products are superior to theirs.
Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
- We compared his work with hers.
Onun hikayesi onunkinden çok daha ilginç.
- His story is much more interesting than hers.
Bu kitap onlara ait.Bu onlarınki.
- This book belongs to them. It's theirs.
Bir polis, kızlara arabanın onlara ait olup olmadığını sordu.
- A policeman asked the girls if the car was theirs.
Anna married without the knowledge of her parents.
- Anna heiratete ohne das Wissen ihrer Eltern.
She was in the hospital for six weeks because of her illness.
- Sie lag wegen ihrer Krankheit 6 Wochen im Krankenhaus.