hinreißend

listen to the pronunciation of hinreißend
Deutsch - Türkisch
büyüleyici
coşturucu, çekici, etkileyici
Englisch - Türkisch

Definition von hinreißend im Englisch Türkisch wörterbuch

adorable
tapılası
adorable
şirin

Mary Cadılar Bayramı kostümüyle sevimli ve şirin görünüyordu. - Mary looked adorable and cute in her Halloween costume.

Ne şirin köpek yavruları! - What adorable puppies!

adorable
{s} tapılacak
adorable
çok güzel ve sevimli
enchanting
{s} k.dili. harika, fevkalade, çok güzel
enchanting
büyüleyerek
adorable
sevimli

Ah Mei sevimli bir kızdır. - Ah Mei is an adorable girl.

Robin uyurken gerçekten çok sevimlidir. - Robin is really adorable when he sleeps.

adorable
çekici

Tom sadece çok çekici. - Tom is just adorable.

adorable
{s} çok güzel

Onlar çok güzel değil mi? - Aren't they adorable?

Tom ve Mary'nin çocukları çok güzel görünüyorlardı. - Tom and Mary's kids looked adorable.

adorable
tapınılacak
enchanting
{f} büyüle

Ben onların çocuklarını büyülemiyorum. - I'm not enchanting their children.

Mary, Tom'un şimdiye kadar gördüğü en büyüleyici yaratıktı. - Mary was the most enchanting creature that Tom had ever seen.

adorable
sevilmeye layık/çekici
enchanting
(sıfat) büyüleyici, etkileyici, mest eden, sihirli
enchanting
{s} etkileyici
enchanting
{s} mest eden
Deutsch - Englisch
ravishingly
enchanting
entrancing
transporting
enrapturing
ravishing

She looked ravishing. - Sie sah hinreißend aus.

I needed a lot of courage to address the ravishing beauty in the plain blue dress who stood alone in a corner. - Ich brauchte einen Haufen Mut, um die hinreißende Schönheit in dem schlichten blauen Kleid anzusprechen, die allein in einer Ecke stand.

adorable
panicking