Englisch - Türkisch
Definition von heavy closely woven fabric (used for clothing or chairs or sails or tents) im Englisch Türkisch wörterbuch
- canvas
- {i} tuval
Onun gözleri duvardaki tuvale takıldı.
-His eyes got stuck on the canvas on the wall.
Ressam resimlerini tuvalin üzerine yapar, müzisyenlerse sessizliğin üzerine. Biz müziği sunarız, siz ise sessizliği.
-A painter paints his pictures on canvas. But musicians paint their pictures on silence. We provide the music, and you provide the silence.
- canvas
- {i} branda bezi, branda
- canvas
- {i} yelken bezi
- canvas
- çadır bezi
- canvas
- çadır
- canvass
- (siyasi görüş/vb.için) anket yapmak
- canvass
- {i} tetkik
- canvass
- kamuoyu yoklaması yapmak
- canvas
- kanvas
- canvas
- {i} tuvale yapılmış tablo
- canvas
- {i} kanaviçe
- canvas
- {i} kanvaz
- canvas
- {i} yelken
- canvas
- (Tekstil) 1. ambalaj bezi, çadır bezi, yelken bezi 2 . kavana, kanaviçe
- canvass
- soruşturmak
- canvass
- tetkik etmek
- canvass
- {f} (anket yapmak/oy toplamak amacıyla) (birçok kimseye) gidip konuşmak
Relevante Übersetzungen
heavy closely woven fabric (used for clothing or chairs or sails or tents)
Silbentrennung
hea·vy close·ly wo·ven fab·ric (used for cloth·ing or chairs or sails or tents)Resimler
Favoriten