having a visible or identifying mark

listen to the pronunciation of having a visible or identifying mark
Englisch - Türkisch

Definition von having a visible or identifying mark im Englisch Türkisch wörterbuch

marked
{s} işaretli

Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi. - The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift.

Geminin bir işaretli listesi vardı. - The ship had a marked list.

marked
{s} dikkat çekici
marked
markalama
marked
mimlenmek
marked
damgalı
marked
(Dilbilim) belirtili
marked
çizili
marked
nişanlanmak
marked
bariz
marked
göze çarpan
marked
{f} işaretle

Takvimimde doğum gününü işaretledim. - I marked your birthday on my calendar.

Biz HTML'nin, temel bir kural olarak, açık ve kapalı etiketlerle işaretlenmiş elementler olduğunu açıkladık. - We have explained that HTML is, as a basic rule, elements marked up with open and close tags.

marked
{s} belirgin

Onlar arasında belirgin bir fark var. - There is a marked difference between them.

İki fikir arasındaki zıtlık çok belirgin. - The contrast between the two ideas is very marked.

marked
{s} mimli
Englisch - Englisch
marked

Of a playing card: having a secret mark on the back for cheating.

having a visible or identifying mark

    Silbentrennung

    ha·ving a vis·i·ble or i·den·ti·fy·ing mark

    Türkische aussprache

    hävîng ı vîzıbıl ır aydentıfayîng märk

    Aussprache

    /ˈhavəɴɢ ə ˈvəzəbəl ər īˈdentəˌfīəɴɢ ˈmärk/ /ˈhævɪŋ ə ˈvɪzəbəl ɜr aɪˈdɛntəˌfaɪɪŋ ˈmɑːrk/
Favoriten