We must cut down our expenses.
- Harcamalarımızı kısmalıyız.
I have to reduce my expenses this month.
- Bu ay harcamalarımı azaltmak zorundayım.
Klava cuts her expenditures.
- Klava harcamalarını kesiyor.
Expenditures must be reduced.
- Harcamalar düşürülmelidir.
You should travel while you're young instead of spending time in front of the computer.
- Gençken bilgisayarın önünde zaman harcamak yerine seyahat etmelisin.
We reduced our spending during the recession.
- Biz durgunluk döneminde harcamayı azalttık.
I hope this expense report contains all the relevant business expenses because I'm not paying a cent more after this.
- Umarım bu harcama raporu tüm ilişkili iş masraflarını içerir,çünkü bundan bir sent daha fazlasını ödemeyeceğim.
Furnishing a new apartment requires large expenses.
- Yeni bir daireyi döşemek büyük harcamalar gerektirir.
The budget does not allow for this expenditure.
- Bütçe bu harcamalar için izin vermez.
The expenditure totaled 200,000 yen.
- Harcama 200.000 yen'i buldu.
A lot of people who have up until now been spending money having a good time now need to be more careful with their money.
- Şimdiye kadar eğlenerek para harcayan çok sayıda insan şimdi paralarına daha dikkat etmeliler.
We reduced our spending during the recession.
- Biz durgunluk döneminde harcamayı azalttık.
Spend money and enjoy life!
- Para harca ve hayattan zevk al!
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
I've spent 500 dollars in one day.
- Bir günde 500 dolar harcadım.
McKinley spent three-and-a-half-million dollars.
- McKinley, üç buçuk milyon dolar harcadı.
We explored all possible ways of cutting expenditures.
- Biz harcamaları kesme hakkında tüm olası yollarını araştırdık.
The expenditure totaled 200,000 yen.
- Harcama 200.000 yen'i buldu.