harcamalar

listen to the pronunciation of harcamalar
Türkisch - Englisch
expenses

I have to reduce my expenses this month. - Bu ay harcamalarımı azaltmak zorundayım.

I have to reduce my expenses this month. - Bu ay harcamalarımı düşürmem gerekiyor.

outlay
outgoings
consumptions
exes
(Ticaret) disbursements
expenditures

The government's expenditures are a bit excessive. - Hükümetin harcamaları biraz fazladır.

We explored all possible ways of cutting expenditures. - Biz harcamaları kesme hakkında tüm olası yollarını araştırdık.

outlays
harcama
spending

We reduced our spending during the recession. - Biz durgunluk döneminde harcamayı azalttık.

My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price. - Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.

harcama
expense

I have to reduce my expenses this month. - Bu ay harcamalarımı kısmam gerekiyor.

I have to reduce my expenses this month. - Bu ay harcamalarımı azaltmak zorundayım.

harcama
expenditure

They will need to reduce their expenditures. - Onların harcamalarını azaltmaları gerekecek.

Expenditures must be reduced. - Harcamalar düşürülmelidir.

harcama
{i} consumption
harca
{f} spending

My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price. - Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.

We reduced our spending during the recession. - Biz durgunluk döneminde harcamayı azalttık.

harcama
expensing
harcama
expending
harcama
disburse
harcama
wastage
harca
spend

Spend money and enjoy life! - Para harca ve hayattan zevk al!

Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it. - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.

harca
{f} spent

McKinley spent three-and-a-half-million dollars. - McKinley, üç buçuk milyon dolar harcadı.

Many years have been spent in building the tower. - Kulenin inşa edilmesinde yıllar harcandı.

harca
pay out
harca
expend

We explored all possible ways of cutting expenditures. - Biz harcamaları kesme hakkında tüm olası yollarını araştırdık.

They will need to reduce their expenditures. - Onların harcamalarını azaltmaları gerekecek.

harcama
disbursement
harcama
spend to
beklenmedik harcamalar
(Ticaret) out-of-pocket requirements
cari harcamalar
(Ticaret) nonexhaustive expenditure
cari harcamalar
(Ticaret) recurring expenditure
giderler ve harcamalar
(Kanun) costs and expenses
harca
payout
harcama
outlay
harcama
(Hukuk) disbursement, expenditure
harcama
expenses, outlay, expenditure
harcama
spending; expense, expenditure
harcama
payment
harcama
outgo
küçük harcamalar
incidental
nakit harcamalar
out of pocket expenses
otonom harcamalar
(Ticaret) autonemous spending
zorunlu olmayan harcamalar
discretionary spending
Türkisch - Türkisch

Definition von harcamalar im Türkisch Türkisch wörterbuch

harcama
Bir şey almak için elden çıkarılan para, gider
harcama
Harcamak işi, parayı elden çıkarma, sarf
harcama
(Osmanlı Dönemi) masraf