Babanın kız kardeşine hala denir.
- Babanın bacısına hala denir.
My aunt has three children.
- Halamın üç çocuğu var.
The woman who he thought was his aunt was a stranger.
- Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı.
The event is still fresh in our memory.
- Olay anımızda hâlâ tazedir.
Hello? Are you still here?
- Merhaba? Hâlâ burada mısın?
As far as I know, she has not yet married.
- Bildiğim kadarıyla, o hâlâ bekâr.
Tom's third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce.
- Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.