Tom is an avid tennis player.
- Tom hırslı bir tenis oyuncusu.
Tom is an avid reader.
- Tom hırslı bir okuyucu.
Tom is ambitious and optimistic.
- Tom hırslı ve iyimserdir.
Tom is clever and ambitious.
- Tom akıllı ve hırslıdır.
Tom is really passionate about basketball.
- Tom basketbolla ilgili çok hırslıdır.
She is very intelligent and passionate.
- O çok zeki ve hırslı.
Mary wanted to marry a man with ambition.
- Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu.
They're intelligent and voracious.
- Onlar zeki ve hırslı.
Tom is a voracious reader.
- Tom hırslı bir okuyucu.
He is selfish and greedy.
- O bencil ve hırslıdır.
He is selfish and greedy.
- O bencil ve hırslıdır.
Greed makes people do strange things.
- Hırs insanlara tuhaf şeyler yaptırır.
Sami was completely unaware of the insatiable greed driving Layla.
- Sami, Leyla'yı yönlendiren tatmin edilemez hırstan tamamen habersizdi.
Mary is very passionate about her work.
- Mary işi hakkında çok hırslı.
We defy our foes, for our passion makes us strong!
- Hırs bizi güçlü yaptığı için biz düşmanlarımıza meydan okuruz!
He fell a victim to his own ambition.
- Kendi hırsının kurbanı oldu.
Mary wanted to marry a man with ambition.
- Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu.
Tom is an avid tennis player.
- Tom hırslı bir tenis oyuncusu.
Tom is an avid reader.
- Tom hırslı bir okuyucu.