hırsın

listen to the pronunciation of hırsın
Türkisch - Englisch

Definition von hırsın im Türkisch Englisch wörterbuch

hırs
greed

Greed makes people do strange things. - Hırs insanlara tuhaf şeyler yaptırır.

Sami was completely unaware of the insatiable greed driving Layla. - Sami, Leyla'yı yönlendiren tatmin edilemez hırstan tamamen habersizdi.

hırs
passion

I'm passionate about my job. - Ben işim hakkında hırslıyım.

I have always been very passionate about politics. - Politika konusunda daima çok hırslı oldum.

hırs
{i} ambition

That politician is full of ambition. - Bu politikacı hırs dolu.

He fell a victim to his own ambition. - Kendi hırsının kurbanı oldu.

hırs
{i} desire
hırs
{i} mettle
hırs
lust
hırs
rage
hırs
mammon
hırs
rapaciousness
hırs
avidity
hırs
{i} anger
hırs
greediness
hırs
avarice
hırs
cupidity
hırs
passion, ambition, avarice, greed; fury, anger, rage
hırs
glow
hırs
voracity
hırs
rapacity
hırs
fire
hırs
forwardness
hırs
powerful desire (to attain a particular end), ambition
hırs
avid

Tom is an avid fisherman. - Tom hırslı bir balıkçı.

She is an avid reader. - O hırslı bir okuyucu.

Türkisch - Türkisch

Definition von hırsın im Türkisch Türkisch wörterbuch

HIRS
(Osmanlı Dönemi) Saklamak
Hırs
(Osmanlı Dönemi) KELB
Hırs
(Osmanlı Dönemi) ŞEAF
Hırs
(Osmanlı Dönemi) HELA'
hırs
Ayı
hırs
Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku
hırs
Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku. Öfke, kızgınlık: "Hırsımdan bazılarına tablomu bedava verdim, alın, götürün diye bağırdım."- H. C. Yalçın
hırs
Öfke, kızgınlık