höher

listen to the pronunciation of höher
Deutsch - Türkisch
Englisch - Türkisch

Definition von höher im Englisch Türkisch wörterbuch

higher
higher education yuksek öğrenim
higher
daha yukarı

Daha yukarıya giderken hava incelir. - As you go up higher, the air becomes thinner.

higher
higher criticism Kitabı Mukaddes yazılarının tarih
higher
{s} daha yüksek

Japonya'daki hiçbir dağ Fuji dağından daha yüksek değildir. - No other mountain in Japan is higher than Mt. Fuji.

Öğretmen Tom'a ona bir C 'den daha yüksek bir şey veremediğini söyledi. - The teacher told Tom that he couldn't give him anything higher than a C.

higher
amaç
higher
kaynak ve derlenmesini inceleme
higher
(sıfat) ileri
senior
{s} yaşça büyük
senior
yaşça daha büyük
senior
(Ticaret) emektar

Tabii, birçok emektar vatandaş emeklilikten memnundur. - Of course, many senior citizens are happy with retirement.

higher
bir üst

Davalı bir üst mahkemeye itiraz edecek. - The defendant will appeal to a higher court.

senior
daha yaşlı olan kişi
senior
son sınıfa ilişkin
higher
{s} ileri
senior
{s} yaşlı

Biletler genel giriş için 30 dolar ve öğrencilerle yaşlılar için 20 dolardır. - Tickets are $30 for general admission and $20 for students and seniors.

Yaşlı vatandaşlara saygı göstermelisin. - You must respect senior citizens.

senior
{s} son sınıfla ilgili
senior
(Askeri) KIDEMLİ ÜST: Hizmet süresi diğerlerinden fazla olan; sınıflandırmalarda esas olarak alınan tipe nazaran ileri derecede bulunan
senior
{i} baba
senior
{s} daha yaşlı