Definition von gleitkufe im Englisch Türkisch wörterbuch
- ski
- {f} kaymak
Kaymak için dağa gittik.
- We went to the mountain to ski.
Kaymaktan hoşlandığına sevindim ama sadece bu bana göre değil.
- I'm glad you enjoy skiing, but I guess it's just not my cup of tea.
- ski
- skiingkayak yapma
- ski
- kayakçılık
Balıkçılık, avcılık, yürüyüş ve kayakçılık popülerdir.
- Fishing, hunting, hiking and skiing are popular.
Bir uzmana göre, ne dağcılık ne de kayakçılık tehlikelidir.
- According to an expert, neither mountaineering nor skiing is dangerous.
- ski
- ski lift kayak çıkılan tepeye çıkaran teleferik
- ski
- ski jump kayakçının yaptığı sıçrama veya atlama
- ski
- kayak yap
Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.
- I prefer swimming to skiing.
Kayak yaparken bacağımı kırdım.
- I broke my leg while skiing.
- ski
- skierkayakçı
- ski
- kayak kaymak
- ski
- {f} kay
Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- I prefer swimming to skiing.
Kayak yaparken bacağını kırdı.
- He broke his leg skiing.
- ski
- kayak
Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
- I want to buy a pair of ski boots.
Kayak yaparken bacağımı kırdım.
- I broke my leg skiing.
- ski
- kayak yapmak
Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.
- She likes dancing in a disco better than skiing.
Yeni yağmış kar üzerinde kayak yapmak çok eğlenceli.
- It's a lot of fun skiing in fresh snow.
- skid
- yana kayma
- skid
- İniş kızağı
- ski
- {i} ski
- skid
- tekerlek altına takoz koymak
