Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.
- The gentleman was killed by a slave in revolt.
Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin?
- In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?
O gerçek bir centilmen.
- He is a real gentleman.
O hiç centilmen değil.
- He is not at all a gentleman.
Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
- The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.
Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın.
- You're a gentleman and a scholar.
Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
- Sir Harold is a fine English gentleman.
O, Amerikalı bir beyefendi değil mi?
- Isn't he an American gentleman?
He lou'd, as was his lot, a Ladie gent, / That him againe lou'd in the least degree .