gefangennehmend

listen to the pronunciation of gefangennehmend
Englisch - Türkisch

Definition von gefangennehmend im Englisch Türkisch wörterbuch

charming
çekici

Joan kız kardeşi kadar çekici. - Joan is as charming as her sister.

Ne çekici bir kızsın! - What a charming girl you are!

captivating
{s} büyüleyici

O büyüleyici bir konuşmacı. - He's a captivating speaker.

Dedemin bana verdiği büyüleyici kitabı okumak için tüm gece oturdum. - I was up all night reading the captivating book my grandfather gave me.

charming
{s} alımlı

Sanırım o, alımlı ve çekici. - I think she is charming and attractive.

charming
{s} büyüleyici

O büyüleyici bir kadındır. - She is a charming woman.

Tom büyüleyici ve dayanılmaz. - Tom is charming and irresistible.

charming
{s} sevimli

Çocukların çok sevimli! - Your children are so charming!

Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi. - My brother gave me a charming baby doll.

captivating
{s} çekici
charming
gül gibi
captivating
{f} büyüle

Dedemin bana verdiği büyüleyici kitabı okumak için tüm gece oturdum. - I was up all night reading the captivating book my grandfather gave me.

O büyüleyici bir konuşmacı. - He's a captivating speaker.

capturing
{f} yakala

O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum. - I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.

charming
{f} büyüle

Tom büyüleyici ve dayanılmaz. - Tom is charming and irresistible.

Kate kız kardeşi kadar büyüleyici. - Kate is as charming as her sister.

charming
hoş
capturing
yakala(mak)
capturing
YAKALAYI$
charming
(sıfat) çekici, büyüleyici, cazibeli, sevimli, hoş, alımlı
charming
koru/büyüle/cezbet
charming
{s} çekici, hoş, sevimli, cana yakın
Deutsch - Englisch
smiting
charming
enchanting
taking prisoner
taking captive
capturing
captivating