She used to keep a diary, but she no longer does.
- O, bir günlük tutardı, ama artık tutmuyor.
He keeps a diary in English.
- O, İngilizce bir günlük tutar.
This is a daily newspaper.
- Bu bir günlük gazetedir.
Are you satisfied with your daily life?
- Günlük yaşantından memnun musun?
I've started keeping a journal.
- Bir günlük tutmaya başladım.
My dad keeps a journal every day.
- Babam her gün bir günlük tutar.
He has already read the daily newspaper.
- O zaten günlük gazeteyi okudu.
The story was in all daily newspapers.
- Hikaye tüm günlük gazetelerdeydi.
TV plays an important part in everyday life.
- TV günlük yaşamda önemli bir rol oynar.
This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
- Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.