A laugh can be a very powerful thing.
- Bir gülüş çok güçlü bir şey olabilir.
She has a very beautiful laugh.
- Onun çok güzel bir gülüşü var.
The child captivates everyone with his sunny smile.
- Çocuk neşeli gülüşüyle herkesi cezbediyor.
I like the way she smiles.
- Onun gülüş tarzını seviyorum.
Roses withered and Ania cried very much.
- Güller soldu ve Ania çok ağladı.
The gardener planted a rose tree in the middle of the garden.
- Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.
Your new friends may laugh at some of the things you do.
- Yeni arkadaşlarınız yaptığınız bazı şeylere gülebilirler.
Don't laugh at him for making a mistake.
- Hata yaptığı için ona gülme.
I cannot help laughing.
- Gülmemek elimde değil.
It is no laughing matter that he couldn't graduate from university this year.
- Onun bu yıl üniversiteden mezun olamaması gülünecek bir şey değil.
His jokes made us laugh.
- Esprileriyle bizi güldürdü.
They laughed the speaker down.
- Onlar spikeri gülerek susturdular.