Uykuya dalmak uzun zamanımı aldı.
 - It took me a long time to fall asleep.
Bu fırtınalı yaz gecelerinde uykuya dalmak zordur.
 - It's hard to fall asleep on stormy summer nights.
Adının söylendiğini duyduğunda uyumak üzereydi.
 - He was about to fall asleep, when he heard his name called.
Adının çağrıldığını duyduğunda, o uyumak üzereydi.
 - He was about to fall asleep, when he heard his name called.
Uykuya dalmak uzun zamanımı aldı.
 - It took me a long time to fall asleep.
Tom uykuya dalmak üzere.
 - Tom is about to fall asleep.
John Doe, fell asleep 1 January 2001.