füzyon

listen to the pronunciation of füzyon
Türkisch - Englisch
fusion

Everyone coming together is an example of fusion. - Birlikte gelen herkes füzyonun bir örneğidir.

The physicist was aware of the potential danger of nuclear fusion. - Fizikçi, nükleer füzyonun potansiyel tehlikesinin farkındaydı.

fusion; merger
(Hukuk) merger
(Ticaret) combination

Jazz fusion is a combination of rock and jazz. - Caz füzyon rock ve cazın bir kombinasyonudur.

Füzyon Antlaşması
(Hukuk) Merger Treaty GGGG
Müşterek Taktik Füzyon Programı
(Askeri) Joint Tactical Fusion Program
nükleer füzyon
nuclear fusion
Türkisch - Türkisch
Kaynaşma
Nükleer kaynaşma
Nükleer birleşme
Birleşme, kaynaşma