etnik

listen to the pronunciation of etnik
Türkisch - Englisch
ethnic

Do you know an ethnic dance? - Bir etnik dans biliyor musunuz?

What's your favorite ethnic food? - Favori etnik yiyeceğin nedir?

nical
ethnical
ethnicities

My school has Uighur, Han, Kazakh, Hui, Mongol, Kirghiz, Xibo, Tajik, and Uzbek ethnicities, among others. - Benim okul, diğerleri arasında, Uygur, Han, Kazak, Hui, Moğol, Kırgız, Xibo, Tacik ve Özbek etnik kökenlere sahiptir.

etnik arındırma
(Politika, Siyaset) ethnic cleansing
etnik basın
ethnic press
etnik giysi
ethnic costume
etnik gruplar
ethnic groups
etnik kimlik
(Pisikoloji, Ruhbilim) ethnic identity
etnik merkezcilik
(Pisikoloji, Ruhbilim) ethnocentrism
etnik yapı
ethnicity
etnik köken
Ethnical origin
etnik arındırma girişimi
ethnic cleansing campaign
etnik asıllı
(Politika, Siyaset) ethnic origin
etnik ayniyet
ethnic identification
etnik ayrım
ethnic discriminatıon
etnik azınlık
ethnic minority
etnik baskı grupları
(Politika, Siyaset) ethnic pressure groups
etnik davranışlar
ethnic attitudes
etnik farklılık
ethnic difference
etnik grup
ethnics
etnik grup
ethnic group

These foods are associated with ethnic groups. - Bu gıdalar etnik gruplarla ilişkilidir.

They hate certain ethnic groups; I hate all ethnic groups. - Onlar belirli etnik gruplardan nefret ediyorlar; ben bütün etnik gruplardan nefret ediyorum.

etnik grup üyesi
ethnic
etnik gruplararası şiddet
inter-ethnic violence
etnik ilişkiler
ethnic relations
etnik karışım
ethnic mix
etnik lobiler
(Politika, Siyaset) ethnic lobbies
etnik milliyetçilik
(Politika, Siyaset) ethno-nationalism
etnik mimari
ethnic architecture
etnik mücevherat
ethnic jewelry
etnik müzik araştırmacısı
ethnomusicologist
etnik partiler
(Politika, Siyaset) ethnic parties
etnik sanat
ethnic art
etnik sanatlar
ethnic arts
etnik toplumlar
(Politika, Siyaset) ethnic communities
etnik ulusalcılık
(Politika, Siyaset) ethnic nationalism
etnik yiyecek endüstrisi
ethnic food industry
etnik çoğulculuk
(Pisikoloji, Ruhbilim) ethnic pluralism
etnik önyargı
ethnic prejudice
Türkisch - Türkisch
Kavimle ilgili, budunsal, kavmî
budunsal
ETNİK
(Hukuk) Hakla ilgili; halksal; ırka ilişkin
ETNİK
(Osmanlı Dönemi) yun. Bir kavim, bir ırkla ilgili olan. İslâmiyet, kavmiyeti ve ırkçılığı reddeder. Etnik bölücülüğe karşı en kuvvetli siper, İslâm şuuru ve kardeşliğidir
Etnik demokrasi
(Politika Siyaset) Tüm vatandaşların yasalar önünde eşit olduğu ancak devletin önemli makamlarının hakim etnik grubun tekelinde olduğu yönetim şekli
etnik temizlik
Etnik temizlik terimi, bir etnik gruba mensup insanların zorla yerinden edilmesini amaçlayan değişik siyasal politikaları ifade eder. Genellikle, zorla göç ettirme, belirli bir nüfusun yerini değiştirme gibi uygulamaların sonucunda ortaya çıkar. Bu terim, etnosid ve jenosid ile yakından ilişkilidir
Englisch - Türkisch

Definition von etnik im Englisch Türkisch wörterbuch

etnik temizlik
ethnic cleansing
etnik
Favoriten