en azından

listen to the pronunciation of en azından
Türkisch - Englisch
at least

Tom has been to this park with Mary at least a dozen times. - Tom, en azından düzinelerce Mary ile birlikte bu parkta bulundu.

At least being sick gives you the perfect excuse to stay home and watch movies. - Hasta olma sana en azından evde kalmak ve film izlemek için mükemmel bir bahane verir.

leastways
fully
no fewer than
at least, fully
to say the least
en az
at least

It will take her at least two years to be qualified for that post. - Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.

Brush your teeth twice a day at least. - Dişlerini günde en az iki kez fırçala.

en az
least

Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least. - Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.

Brush your teeth twice a day at least. - Dişlerini günde en az iki kez fırçala.

en az
at the least
en az
min

The job will take a minimum of ten days. - İş en az on gün alır.

Chestnuts have to be boiled for at least fifteen minutes. - Kestaneler en azından on beş dakika kaynamalı.

en az
(Bilgisayar) more than
en az
fewest
en az
(Bilgisayar) min length
en az
merest
en az
(deyim) rock bottom
en az
a good

At least somebody is having a good time. - En azından biri iyi vakit geçiriyor.

It was a good five kilometers from the station to the school. - İstasyondan okula en az beş kilometre idi.

en az
leastways
en az
minimal
en az
fully
en az
at a mere
en az
at least to
en az
for at least
en az
minimum

The job will take a minimum of ten days. - İş en az on gün alır.

The job will take a minimum of ten days. - Bu iş en az on gün sürecek.

en az
a) minimal, least b) at least, fully
Türkisch - Türkisch

Definition von en azından im Türkisch Türkisch wörterbuch

En az
edna
En az
ekal
En az
(Hukuk) LAAKAL