Onların arkasındaki adam piyano çalıyordu.
- El hombre detrás de ellos está tocando el piano.
Yirmi kişiyi partime davet ettim fakat onların hepsi gelmedi.
- Invité a veinte personas a mi fiesta pero ninguno de ellos vino.
O onlarla konuşmak için durdu.
- Él se paró a hablar con ellos.
Onlarla birlikte oraya gitmemelisin.
- No deberías ir allí con ellos.
Onlara güvenebilirsin.
- Puedes fiarte de ellos.
Onlara güvenmek zorundayız.
- Tenemos que confiar en ellos.
Onlardan bazıları öğretmendir.
- Algunos de ellos son profesores.
Tom onlardan biri değil.
- Tom no es uno de ellos.