Onların arkasındaki adam piyano çalıyordu.
- El hombre detrás de ellos está tocando el piano.
Bizden hiç kimse onların adada ne kadar zaman kaldıklarını bilmiyordu.
- Nadie de nosotros sabía por cuánto tiempo ellos permanecerían en la isla.
O onlarla konuşmak için durdu.
- Él se paró a hablar con ellos.
Onlarla birlikte oraya gitmemelisin.
- No deberías ir allí con ellos.
Onlara güvenmek zorundayız.
- Tenemos que confiar en ellos.
Jackson, onlara güvenemedi.
- Jackson no podía confiar en ellos.
Tom onlardan biri değil.
- Tom no es uno de ellos.
Onlardan bazıları öğretmendir.
- Algunos de ellos son profesores.