eşik

listen to the pronunciation of eşik
Türkisch - Englisch
threshold

Tom carried Mary across the threshold. - Tom Mary'yi eşikten taşıdı.

Tom picked Mary up the same way a man carries his new bride across the threshold and gave her a kiss on the cheek. - Tom yeni gelinini eşikten taşıyan bir adamla aynı şekilde Mary'yi kaldırdı ve onu yanağından öptü.

brink
door
bridge (of a stringed instrument)
door stone
limen
doorstep; threshold
verge
doorstep
sill

Tom painted the window sills white. - Tom pencere eşiklerini beyaza boyadı.

treshhold
weir
(Bilgisayar) edge
threshhold
eşik akımı
threshold current
eşik barajı
sill dam
eşik değer
(Hukuk) threshold value
eşik değeri
threshold value
eşik elemanı
threshold element
eşik frekansı
threshold frequency
eşik gerilimi
threshold voltage
eşik öğesi
threshold element
eşik değer
threshold
eşik değeri
(Çevre) threshold limit value
fotoelektrik eşik
photoelectric threshold
kritik eşik değeri
(Pisikoloji, Ruhbilim) critical threshold value
temel eşik
(Bilgisayar) base threshold
eşik
(Pisikoloji, Ruhbilim) terminal threshold
üst eşik
soffit
Türkisch - Türkisch
Başlangıç yeri, başlangıç noktası, yakını
Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak: "Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti."- T. Buğra
Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak
Telli çalgılarda üzerine tellerin bindiği köprü
Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer: "Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de bilmiyorlardı."- R. E. Ünaydın
Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer
Bir tepkinin başlamasında, ortaya çıkmasında etkili olan ruhî, fizyolojik nokta
Karalar üzerinde veya deniz diplerinde birbirine komşu iki çukurluğu ayıran tümsek biçiminde, üzeri çoğu kez düz kabartılar
Telli çalgılarda telleri yüksekçe tutan tahta köprücük
Bir tepkinin başlamasında, ortaya çıkmasında etkili olan ruhsal, fizyolojik nokta
asitane
atabe
katofir
söve
eşik
Favoriten