Genç adamlar tüm zorluklara rağmen bunu yapacaklarını söylediler.
- The young men said that they would do it despite all of the difficulties.
Rusya büyük finansal zorluklarla karşılaşıyor.
- Russia is facing great financial difficulties.
O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi.
- She had no difficulty in learning the poem by heart.
Yaşlı adam kaçtı ama güçlükle.
- The old man escaped, but with difficulty.
Planı gerçekleştirmede biraz zorlukla karşılaşacaksınız.
- You'll find some difficulty carrying out the plan.
İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
- I had great difficulty in finding my ticket at the station.
Derdimi Fransızca anlatmada sorun yaşadım.
- I had difficulty in making myself understood in French.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
- He had no difficulty in solving the problem.
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
- If you have any difficulty, ask me for help.
Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım.
- When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.
Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım.
- When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
- Are you in any difficulty?
O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi.
- She had no difficulty in learning the poem by heart.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
- He had no difficulty in solving the problem.
We faced a difficulty.
... have difficulties ' those that are elderly and have problems and challenges, those that ...
... of difficulties that have paradoxical outcomes that ...