Bu John'dur ve o da onun biraderidir.
- This is John and that is his brother.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.
- No definition of poetry is adequate unless it be poetry itself.
Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
- The eye of a hurricane is its center.
Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
- We compared his work with hers.
Bu araba onunki gibi görünüyor.
- It looks like this car is his.
Herkes kendi yaptığıyla övünür.
- Every fox praises its tail.
Mum kendiliğinden söndü.
- The candle went out by itself.