Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.
 - It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.
Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
 - A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
 - One's lifestyle is largely determined by money.
Avukat eylemin rotasını belirledi.
 - The lawyer determined his course of action.
Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
 - I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
 - Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.