It's a hostile environment.
- Bu düşmanca bir ortam.
We got a hostile reception from the villagers.
- Köylüler tarafından düşmanca karşılandık.
She had an unfriendly attitude.
- Onun düşmanca bir tutumu vardı.
I dislike her unfriendly attitude.
- Onun düşmanca tutumunu sevmiyorum.