Sana nazaran, Tom sadece bir çocuk.
- Compared to you, Tom is just a kid.
Düne nazaran bugün hava daha güzel.
- Compared to yesterday, the weather is better today.
Ona göre, çok beceriksizim.
- Compared to her, I'm very impractical.
Ona göre, çok elverişsizim.
- Compared to her, I am very impractical.
Hayat çoğu zaman bir dağa tırmanmakla karşılaştırılmıştır.
- Life has often been compared to climbing a mountain.
Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
- We compared his work with hers.
Geçen yılla karşılaştırıldığında, bahar bu yıl erken geldi.
- Spring has come early this year compared with last year.
... compared to the original Android platform Maps API. ...
... And no matter how big it is, however, it is a pea shooter compared to an even bigger ...