city in the forbidden zone

listen to the pronunciation of city in the forbidden zone
Englisch - Türkisch

Definition von city in the forbidden zone im Englisch Türkisch wörterbuch

sanctuary
{i} sığınak
sanctuary
ibadethane

Kilise onlara ibadethane önerdi. - The church offered them sanctuary.

sanctuary
{i} mabet
sanctuary
(Arkeoloji) kutak
sanctuary
Hayvanlar için koruma altına alınmış sığınak
sanctuary
masuniyet
sanctuary
sığınmak
sanctuary
{i} kutsal yer

Kilise onlara kutsal yer teklif etti. - The church offered them sanctuary.

sanctuary
(Askeri) BARINAK: Muharebe sahasına yakın veya bitişik olup muharip kuvvetlerle arasında sessiz bir anlaşma ile taarruzdan uzak kalan ve dolayısıyla, muharip kuvvetlerin toplaması, lojistiği ve diğer faaliyetleri için bir barınak vazifesi gören bir millet veya bölge
sanctuary
{i} sığınma

Tom bir yaban hayatı sığınma evi yaratmak için mülkünü bağışladı. - Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.

sanctuary
{i} koruma alanı
sanctuary
{i} barınak
sanctuary
right of sanctuary iltica hakkı
sanctuary
sığınak/mabet
sanctuary
wild life sanctuary yabani hayvanların korunduğu
sanctuary
{i} tapınak
Englisch - Englisch
sanctuary
city in the forbidden zone

    Silbentrennung

    Ci·ty in the for·bid·den zone

    Türkische aussprache

    sîti în dhi fırrbîdın zōn

    Aussprache

    /ˈsətē ən ᴛʜē fərrˈbədən ˈzōn/ /ˈsɪtiː ɪn ðiː fɜrrˈbɪdən ˈzoʊn/
Favoriten