caused to combine or unite

listen to the pronunciation of caused to combine or unite
Englisch - Türkisch

Definition von caused to combine or unite im Englisch Türkisch wörterbuch

mixed
karışık

Ona karşı duygularımız karışık. - Our feelings towards him are mixed.

Film karışık eleştiriler aldı. - The film received mixed reviews.

integrated
bütünleşmiş
mixed
{s} karma

Sovyetler Birliği ve Batılı Müttefikler arasındaki ilişkiler karmaşıktı. - Relations between the Soviet Union and the western Allies were mixed.

Tom'un karmaşık duyguları vardı. - Tom had mixed feelings.

integrated
{s} bütünlemiş
integrated
(Dilbilim) bütüncül
integrated
tamamlanmış
mixed
katkılı
integrated
{f} birleştir
integrated
Tümleşik
integrated
{f} tümleştir
integrated
entegre

O okulun entegre edilmiş orta okul ve lise olduğunu unutma. - Bear in mind that that school is an integrated junior high and high school.

Ben onların entegre devrelerini programlamıyorum. - I do not program their integrated circuits.

integrated
{f} tümleştir: adj.tümleşik
integrated
{f} birleştir: adj.entegre
integrated
bütünleş/bütünleştir
integrated
{s} birleşik
integrated
{s} karma
mixed
{f} karıştır: adj.karışık
mixed
karma karışık
Englisch - Englisch
integrated
intermingled
Amalgamated
mixed
caused to combine or unite

    Silbentrennung

    caused to com·bine or u·nite

    Türkische aussprache

    kôzd tı kımbayn ır yunayt

    Aussprache

    /ˈkôzd tə kəmˈbīn ər ˈyo͞oˌnīt/ /ˈkɔːzd tə kəmˈbaɪn ɜr ˈjuːˌnaɪt/
Favoriten