Bir işadamı olmasının yanında, o bir müzisyen de.
- Besides being a businessman, he is a musician.
Tom saygın bir işadamıdır.
- Tom is a respectable businessman.
İyi bir iş adamı nasıl para kazanacağını bilir.
- A good businessman knows how to make money.
Babam bir iş adamıdır.
- My father is a businessman.
Tom, başarılı yakışıklı bir işadamıydı.
- Tom was a successful handsome businessman.
Tom saygın bir işadamıdır.
- Tom is a respectable businessman.
Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
- This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
İş adamları sık sık bu restorana gider.
- Businessmen often go to this restaurant.
Ben işadamlarına güvenmiyorum.
- I don't trust businessmen.
İşadamları bankalara borçlu oldukları parayı geri ödeyemedi.
- Businessmen could not pay back money they owed the banks.