birbirine

listen to the pronunciation of birbirine
Türkisch - Englisch

Definition von birbirine im Türkisch Englisch wörterbuch

<span class="word-self">birbirinespan>
each other

The two ladies smiled at each other. - İki leydi birbirine gülümsedi.

The two brothers smiled at each other. - İki erkek kardeş birbirine gülümsedi.

birbiri
one another

We helped one another. - Birbirimize yardımcı olduk.

It is our duty to help one another. - Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.

birbiri
each other

My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it! - Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.

Japan and China differ from each other in many ways. - Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.

birbiri
each other, one another
birbiri
{f} interconnected

Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected. - Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

Everything is interconnected. - Her şey birbirine bağlıdır.

<span class="word-self">birbirinespan>
one another

All living things on earth depend one another. - Dünyada yaşayan her şey birbirine bağlıdır.

Tom and Mary depended on one another. - Tom ve Mary birbirine bağlıdır.

<span class="word-self">birbirinespan>
each other, one another
<span class="word-self">birbirinespan>
{f} tally
Türkisch - Türkisch

Definition von birbirine im Türkisch Türkisch wörterbuch

BiRBiRi
Biri diğerinin yanı sıra
BiRBiRi
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu: "O zaman on dört paşa, büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın, sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar."- N. S. Örik
birbiri
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu