besoldung

listen to the pronunciation of besoldung
Deutsch - Türkisch
Englisch - Türkisch

Definition von besoldung im Englisch Türkisch wörterbuch

salary
maaş

Benim maaşım bizim müsrifçe yaşamamıza izin vermez. - My salary doesn't allow us to live extravagantly.

O, şu anki maaşından memnun. - She is content with his present salary.

salary
aylık

Emekli olduğunda büyük bir aylık kazanmıyordu. - He wasn't earning a large salary when he retired.

Küçük bir aylıkla geçinebilirim. - I manage to get along on a small salary.

salary
maaş bağlamak
salary
maaşlı
salary
{i} ücret

Rusya'da asgari ücret ne kadar? - What's the minimum salary in Russia?

İşçiler ücret artışı istediler. - The workers pushed for a raise in salary.

salary
ücret vermek
salary
ücretli
salary
maaş vermek
salary
salariedaylıklı
salary
{i} aylık bağlamak
Deutsch - Englisch
salary
Grade