Babaannem uçabiliyor.
- My grandmother is able to fly.
Tom'un büyük büyük büyük babaannesi İskoçya'da yaşadı.
- Tom's great-great-great grandmother lived in Scotland.
Kız kardeşim anneanneme benzer.
- My sister resembles my grandmother.
Anneannem yavaşça konuşuyor.
- My grandmother speaks slowly.
Büyük annem giysiler örmeyi seviyor.
- My grandmother likes to weave things.
Büyük annem 82 yaşında hâlâ enerjik.
- My grandmother is still vigorous at 82 years old.
Büyükannem bir motosiklet sürebilir, ve dahası bir bisikleti de.
- My grandmother can ride a motorcycle, and what's more, a bicycle.
Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.
- My grandmother goes for a walk in the evening.
Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor.
- That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.
Ninem bu sabah mektubu yolladı.
- My grandmother posted the letter this morning.
have a curiosity to hear my fortune told: therefore, Sam, order the beldame forward.