Anlaşılmak için bir yerli konuşucu gibi ses çıkarmana gerek yok.
- You don't need to sound like a native speaker to be understood.
Kadınlar anlaşılmak değil, sevilmek ister.
- Women are meant to be loved, not to be understood.
Müzik tüm insanlar tarafından anlaşılan bir dildir.
- Music is a language understood by all humans.
O kolayca anlaşılmak için yeterince açık konuşur.
- She speaks clearly enough to be easily understood.
Anlaşılmak için yerli konuşmacı gibi konuşmana gerek yok.
- You don't need to sound like a native speaker in order to be understood.
Kolayca anlaşılabilir olduğu için bu tür kitapları okuyun.
- Read such books as can be easily understood.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
... it's understood to be a voucher program. His running mate ' ...
... anti-American propaganda, which I have since understood ...