Biz onun ne olduğunu öğrenmeden önce Hayatın yarısı harcanmaktadır.
- Life is half spent before we know what it is.
Bütçenin % 1'inden azı dış yardım harcanmaktadır.
- Less than 1% of the budget is spent on foreign aid.
O yerinde harcanmış paraydı.
- That was money well spent.
Önemli miktarda zaman ve emek harcanmış durumda.
- A considerable amount of time and effort have been spent already.
Anıtı görmek için harcanan zaman kısadır.
- The time spent to see the monument is short.
McKinley, üç buçuk milyon dolar harcadı.
- McKinley spent three-and-a-half-million dollars.
Onlar evi yapmak için altı ay harcadılar.
- They spent six months building the house.
Zayıflamaya çalışarak jimnastik salonunda saatler harcadı.
- She has spent hours at the gym trying to lose weight.
... He spent 25 years flying aircraft for the U.S. ...
... well how do you feel about me spent this way ...