bauteile

listen to the pronunciation of bauteile
Englisch - Türkisch

Definition von bauteile im Englisch Türkisch wörterbuch

parts
{i} bölge

Fransızca Fransa'nın yanı sıra İtalya bölgelerinde konuşulur. - French is spoken in parts of Italy as well as in France.

Tom bu bölgelerdeki en büyük çiftliğin sahibidir. - Tom is the owner of the largest ranch in these parts.

parts
(Askeri) PARÇALAR: Bir malzeme kaleminin başlıca unsurları, aksamı veya tali komple parçaları. Parçalar; yıpranmış, hasara uğramış, kaybolmuş veya tahrip edilmiş unsurları değiştirmek suretiyle malzemeyi sağlam bir duruma getirmek için yedekte bulundurulurlar
parts
{i} parçalar

Yedek parçaları birer birer inceledi. - He examined the spare parts one after another.

Bir bütün parçalardan oluşur. - A whole is made up of parts.

parts
{i} yetenek
parts
{i} semt

Bir hırsızlar çetesi bu semtte çalışır. - A gang of thieves works these parts.

constituent parts
bileşenler
parts
(Bilgisayar) parça

Annem pastayı üç parçaya böldü. - Mother divided the cake into three parts.

Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor. - Tom is making spare parts in a car factory.

components
bileşenler

Elektronik bileşenler saf izopropil alkol kullanarak temizlenebilir. - Electronic components can be cleaned using pure isopropyl alcohol.

Plazmid ve nükleoit DNA içeren bakteri bileşenleridir. - The plasmid and the nucleoid are bacterial components that contain DNA.

devices
aygıtlar

Bilgisayarlar inanılmaz aygıtlardır. - Computers are amazing devices.

Piller, kimyasal enerjiyi elektriğe dönüştüren aygıtlardır. - Batteries are devices that convert chemical energy to electricity.