başlat

listen to the pronunciation of başlat
Türkisch - Englisch
initialize
{f} initiated
originate
(Bilgisayar) launch

They decided to launch a major attack. - Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.

They launched a series of major economic programs. - Onlar bir dizi büyük ekonomik programlar başlattı.

(Bilgisayar) start

Let's get the party started. - Haydi partiyi başlatalım.

Act too forcefully and you'll start a war. - Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.

(Bilgisayar) resume

The United Kingdom and Iran resumed their diplomatic relations. - Birleşik Krallık ve İran diplomatik ilişkilerini yeniden başlattılar.

start up

Tom can't get his computer to start up. - Tom bilgisayarını başlatamıyor.

inaugurate
induct
trigger off
initiate

I'll do my best often means I won't initiate anything. - Ben elimden geleni yapacağım sık sık Ben bir şey başlatmayacağım anlamına gelir.

{f} initiating
start#up
started

Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her. - Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.

Tom can't stay for long so let's get the meeting started. - Tom uzun süre kalamaz bu yüzden toplantıyı başlatalım.

başla
begin

School begins at nine and is over at six. - Okul dokuzda başlar ve altıda biter.

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop. - Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

başla
began

He began to work for that company last year. - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

başla
(Bilgisayar) run

The dog began to run. - Köpek koşmaya başladı.

They started running. - Onlar koşmaya başladılar.

diski başlat
(Bilgisayar) initialize disk
hizmeti başlat
(Bilgisayar) start service
hızlı başlat
(Bilgisayar) quick launch
oyunu yeniden başlat
(Bilgisayar) restart game
tekrar başlat
(Bilgisayar) restart game
uygulama başlat
(Bilgisayar) app start
başla
{f} beginning

At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning. - O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.

Birth is, in a manner, the beginning of death. - Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.

başla
log on
başla
begun

When we went to the hall, the concert had already begun. - Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.

The journey has just begun. - Yolculuk henüz başladı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

We got up early and set about cleaning our house. - Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.

She had no idea how to set about her work. - İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

It's time to get down to business. - İşe başlamanın zamanıdır.

I've never seen him really get down to work. - Onun gerçekten işe başladığın asla görmedim.

başla
commence

Hostilities commenced. - Düşmanlıklar başladı.

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

başla
start off

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

Let's start off on the same page. - Aynı sayfada başlayalım.

başla
went about
başla
got down to
başla
log#on
arama başlat
(Bilgisayar) start search
bunu kullanarak başlat
(Bilgisayar) start up using
istek başlat
(Bilgisayar) demand start
notu kapak sayfasında başlat
(Bilgisayar) start note on cover page
program başlat
(Bilgisayar) start a program
simge durumunda başlat
(Bilgisayar) start minimized
windows nt'ye oturum başlat
(Bilgisayar) log on to windows nt