Tom was surrounded by a horde of screaming fangirls.
 - Tom bağıran fanatik kızlardan oluşan bir kalabalık tarafından çevrilmişti.
I felt an impulse to cry out loud.
 - Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim.
You don't have to cry out. I can hear you.
 - Bağırmak zorunda değilsin. Seni duyabiliyorum.
Each house is within shouting distance of another.
 - Her ev diğerine bağırma mesafesindedir.
We heard somebody shout.
 - Birinin bağırdığını duyduk.