automobil (in zusammensetzungen, sonst veraltet)

listen to the pronunciation of automobil (in zusammensetzungen, sonst veraltet)
Englisch - Türkisch

Definition von automobil (in zusammensetzungen, sonst veraltet) im Englisch Türkisch wörterbuch

car
{i} vagon

Onlar vagonları sürdü ve malzemeleri taşıdı. - They drove wagons and carried supplies.

Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı. - Automobiles replaced carriages.

car
{i} otomobil

Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır. - Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.

Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı. - Automobiles replaced carriages.

car
{i} kabin

Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar. - They're taking the freight out of the train car.

car
yolcu taşımaya mahsus kısım
car
car barn taşıt deposu
car
vagon/araba
automobile
araba

Binlerce Amerikalı araba sahibiydi. - Thousands of Americans owned automobiles.

Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz. - We are producing spare parts in an automobile factory.

automobile
otomobil

Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı. - Automobiles replaced carriages.

Otomobil elektrikle çalışır. - The automobile runs on electricity.

car
araba

Marco'nun arabasının adı Thunder Gianttir. - The name of Marco's car is 'Thunder Giant'.

Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar. - In America cars drive on the right side of the road.

automobile
otomobıl
car
(isim) araba, otomobil; vagon, kabin, yolcu bölümü (balon veya zeplin)
car
içinde canlı deniz hayvanları muhafaza edilen delikli kutu veya sandık
Deutsch - Englisch
car
automobile